BASINDA PROF. DR. MERAL ŞAŞOĞLU

Saç dökülmesi kaderiniz olmasın!

Saç dökülmesi kaderiniz olmasın!

Saç, günümüzde erkek ve kadınlarda en çok göze çarpan kozmetik sorun olarak karşımıza çıkıyor. Erkek tipi saç dökülmesi (bilimsel adıyla Androgenetik Alopesi, kısaca AGA), tüm saç dökülmesi problemlerinin %95'ini teşkil ediyor. Genel anlamda saç dökülmesi ya da kellik ifadelerinin karşılığı olan da, zaten bu tarz saç dökülmeleri.

AGA hem erkeklerde, hem kadınlarda görülüyor. Ortaya çıkış sebebi ise, adından da anlaşılacağı gibi genetik zemine bağlı olarak bir erkeklik hormonu olan androjenlerin saçlı deride yapağı olumsuz etkiler. Bu olumsuz etkiler neticesinde, saçlı derinin alın, tepe ve şakak bölgelerinde yoğun saç dökülmesi ve yerine gelen saç tellerinin ince, cansız ve renksiz tüyler halinde olması, uzayamaması ve hatta yerine yeni saç veya tüylerin bile gelememesi söz konusu. Bunun sonucunda saç alın çizgisi geriye doğru çekiliyor, tepe açılıyor ve kişinin saçlı halinden bambaşka görünen seyrek saçlı ya da saçsız görüntüsü ortaya çıkıyor. Toplumsal olarak bu görüntü erkek için ciddi bir kozmetik problemken, kadın için daha da kötü bir dert halini alıyor. Önlenemeyen saç kaybı, zaman içinde psikolojik sorunları ve sosyal fobiyi de beraberinde getiriyor.

Erkek tipi saç dökülmesinde, özellikle erkeklerde ve bazen de kadınlarda androjen hormonlarının etkisi, çoğunlukla hormonun azlığı veya çokluğundan ziyade, saç kökü hücrelerinin genetik olarak androjen hormonlarına duyarlılığı ile ilişkili. Yani saç kökü hücrelerinin androjenlerden ne kadar etkilendiğini kişinin genetik yatkınlığı belirliyor. Genetik yatkınlığı olan kadın ya da erkeklerde bu duyarlılık ölçüsünde saç dökülmesi ortaya çıkıyor.

Androjenlerin bir türü olan testosteron hormonu, kan yoluyla saç kökü hücrelerine geldiğinde ortamda bulunan enzimlerle daha güçlü bir androjen olan DHT'ye (Dihidrotestosteron) dönüşüyor. Saç kökü hücreleri, eğer genetik olarak DHT'ye karşı duyarlı ise DHT saç kökü hücrelerinde baskı yaparak saç kökü hücrelerinin dökülme fazına girmelerine yol açıyorlar. Ve daha da ileri giderek yeni saç üretimini engelleyip dökülen saçın yerine yenisini yapılamaz hale getiriyor. Böylece saçlarda seyrelme başlıyor. Diğer taraftan hormonal baskı, yani DHT, saç kökünü besleyen damarların oluşumundan sorumlu bazı maddelerin de (VEGF: Vascular Endothelial Growth Factor) yapımının durmasına yol açıyor. Bu nedenle saç kökünde damarsal yapılarda bir gerileme ve damarların küçülmesi hali ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda saç kökleri damarlardan ayrılarak bunlardan yoksun bir hale geliyorlar. Zaten DHT hormonunun etkisiyle saç üretemeyen ve istirahat fazına giren saç kökü hücreleri, bir de damarlardan uzak olunca beslenemez ve bu yönden de tamamen saç üretemez hale gelirler. Bu durumun devam etmesi, dökülmenin şiddetine bağlı olarak saçlarda incelme, uzayamama, seyrelme hatta kellikle sonuçlanır.

Erkek tipi saç dökülmesi önlenebilir ve çözümlenebilir!

Saç dökülmesine yol açan bu işleyişleri tersine çevirerek saç köklerini yan etkisiz şekilde hormonal baskıdan kurtaran, saç dökülmesini durdurarak, yeni damar oluşumunu ve dolayısıyla yeni saç oluşumunu başlatan nanoteknolojiyle geliştirilmiş Folixir gibi ürünler, artık dermatolog reçetelerinde ve eczane raflarında yerlerini bulmaya başladı. İçeriğindeki androjenleri, testosteronu sadece saç köklerinde engelleyen, yani DHT oluşumunu sadece saç kökü hücrelerinde durduran Azelaic Acid gibi maddelerle, saç kökü hücrelerini uzaklaşmış oldukları kılcal damarlarla kolayca tekrar buluşturan, sadece o bölgede VEGF sentezleyen Adenosine içerikli ve nanoteknolojik olarak formüle edilmiş Folixir gibi ürünler, sadece ve sadece saç kökü hücrelerinde saç dökülme sebepleriyle güçlü bir şekilde mücadele ediyor. Sonuç olarak da saç dökülmesini durdurabiliyor ve sağlıklı bir ortam yaratarak kolayca yeni saç gelişimini sağlayabiliyor. Herhangi bir yan etki oluşturmadan yeni saç gelişimini yeniden başlatan bu nanoteknolojik ürünlerle 3-4 ay gibi kısa sürede olumlu belirtileri görmek mümkün.

Saç dökülme problemlerinin kader olmaktan çıkarak çözümlenebilir hale gelmesinde bir Türk araştırmacının katkıları çok büyük. "Dr. Meral's Elixir" serisi altında saç bakım ürünleriyle saç dökülmesine son diyen Dermatolog Prof. Dr. Meral Şaşoğlu, "Tepeden seyrelmeler ve açılmalarla başlayan ve zamanla daha da kötü bir sonuca giden saç dökülmeleri, artık kişilerin kabusu olmaktan çıkacak. Nanoteknolojinin dermatoloji bilimiyle buluştuğu, 8 yıl süren AR-GE çalışmalarımız sonucunda ortaya çıkan ürünler, insanımızın saç dökülme problemlerine çözüm getirecek ve onların mutluluğuna, kozmetik anlamda kendini daha iyi hissetmesine katkıda bulunacak nitelikte. Bu vesile ile insanların saç sorunlarının çözülmesiyle ortaya çıkan gözlerindeki o ışıltı benim mutluluk ve sevinç kaynağım oluyor." diyor.

ELLE Dergisi / Ekim 2009 / Güzellik Sayfası